... ::: HOŞGELDİNİZ ::: ...
23 Eylül 2013 Pazartesi
Android Programlama
Evet arkadaşlar, gün geçtikçe insanlar da kendini sürekli geliştirmeli, yerinde saymamalı değil mi ?
C programlama ile başlayan serüvenimiz, C# ve javascript ile devam etmişti. Bununla beraver Unity oyun geliştirme programından da birşeyler öğrendiğimi düşünüyorum.
Belki biraz hızlı gidiyorum ama insan yeni birşeyler öğrenip öğrenmeli her daim. 2 gün önce Android programlamaya başlama kararı alıp bu yolda yavaş yavaş ilerlemeyi düşünyorum.
Günümüz teknolojisinde Mobil platformlar çok önemli ve daha da gelişecek. Android ise bu cihazların işletim sistemi olarak büyük bir yer kaplıyor, size androidi anlatmamın anlamı yok zaten siz benden daha iyi biliyorsunuz.
Eğer sizin de mobil programlamaya merakınız varsa https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr adresinde gayet güzel dersler var ama öncelikle http://www.yildiz.edu.tr/~smyavuz/java/java.pdf adresinden java öprenmenizi tavsiye eerim, kaynak güzel gibi gözüküyor.Eğer merakınız yoksa da meraklanmaya bakın derim.
Zaman geçtikçe sizinle başıma gleen hataları ve örnek programları paylaşacağım inşallah. Siz de örnek programlar yayınlamamı isterseniz vadsl05@gmail.com adresine dökümantasyonu ile beraber yani kod satırlarının açıklamalarıyla beraber yollayın yayınlayalım bir faydamız olsun. Soru ve sorunlarınız için aynı e-mail adresi ile bana ulaşabilirsiniz.
Hayırlı günler, bol bol çalışmalar :))
26 Mayıs 2013 Pazar
Proje [Görüntü Temizleme]
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>
int main(){
int i,j,k;
int p=1;
float *x2,*sonuc2,*farklar2,*toplamlar2;
char bosluk=' ';
int c,d;
float l;
char a[6]={0};
int b=0;
char o[]="ozkan";
FILE *ptr, *ptr2;
ptr=fopen("d:\\kemal2.txt","r");
if(ptr==NULL)
printf("Dosya Yok");
else{
fscanf(ptr,"%s",&a);
printf("%s\n",a);
while(getc(ptr) != '\n');
fscanf(ptr,"%d",&d);
printf("%d\n",d);
while(getc(ptr) != '\n');
fscanf(ptr,"%d",&c);
printf("%d\n",c);
while(getc(ptr) != '\n');
x2=(float *)calloc(d,sizeof(float));
for(i=0;i<d;i++){
fscanf(ptr,"%f",&l);
x2[i]=l;
printf("%f\n",x2[i]);
}}
fclose(ptr);
sonuc2=(float *)malloc(d*sizeof(float));
farklar2=(float *)calloc(d,sizeof(float));
toplamlar2=(float *)malloc(d*sizeof(float));;
printf("\n\n\n");
while(p!=d){
for(i=0,j=0;i<d/p,j<d/(2*p);j++){
sonuc2[j]=(x2[i]+x2[i+1])/2;
i=i+2;
}
for(j=d/(2*p),i=0;i<d/p,j<d/p;j++){
sonuc2[j]=(x2[i]-x2[i+1])/2;
i=i+2;
}
p=p*2;
for(i=0;i<d;i++)
x2[i]=sonuc2[i];
}
for(i=0;i<d;i++){
printf("%f\n",x2[i]);
}
printf("Mutlak degeri kactan kucuk olanlari 0 lamak istiyorsunuz?");
//scanf("%d",&k);
k=c;
for(i=1;i<d;i++){//sonuc2[0]= toplamın yarısı ; geri kalan hepsi fark olduğu için i=1 den başlamıştır.
if(sonuc2[i]<0)
sonuc2[i]*=(-1);
if(k>sonuc2[i]){
sonuc2[i]=0;
x2[i]=sonuc2[i];}
}
for(i=0;i<d;i++){
sonuc2[i]=x2[i];
}
for(i=0;i<d;i++){
printf("%lf\n",sonuc2[i]);
}
printf("\n\n\n");
p=d;
while(p!=1){
for(j=0,i=0;i<d;j++){
toplamlar2[j]=sonuc2[i]+sonuc2[i+(d/p)];
i=i+1;
}
for(j=0,i=0;i<d;j++){
farklar2[j]=sonuc2[i]-sonuc2[i+(d/p)];
i=i+1;
}
for(i=0,k=0;i<d/(p/2);k++){
sonuc2[i]=toplamlar2[k];
sonuc2[i+1]=farklar2[k];
i=i+2;
}
p=p/2;
}
for(i=0;i<d;i++){
printf("%f\n",sonuc2[i]);
}
ptr2=fopen("d:\\ozkan.txt","w+");
if(ptr2==NULL){
printf("Dosya Yok");
}
else{
fprintf(ptr2,"%s\n",o);
fprintf(ptr2,"%d\n",d);
printf("%d\n",d);
for(i=0;i<d;i++){
fprintf(ptr2,"%.6f%c",sonuc2[i],bosluk);
}
}
fclose(ptr2);
free(x2);
free(toplamlar2);
free(farklar2);
free(sonuc2);
}
Sayıları düzgün okumak için '.' dan sonra 6 basamak sayıp 7. ye boşluk koyup devam eden program.
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>
#include <string.h>
#define sayi 5978
int main(){
FILE *ptr,*ptr2;
char a[sayi];
char b=' ';
int i=0,k=0;
ptr=fopen("d://1.txt","r");
ptr2=fopen("d://2.txt","w");
if(ptr==NULL){
printf("Dosya Yok");
}
else{
for(i=0;i<sayi;i++){
fread(&a[i],sizeof(char),1,ptr);
fwrite(&a[i],sizeof(char),1,ptr2);
if(a[i]=='.'){
for(k=1;k<7;k++){
fread(&a[i+k],sizeof(char),1,ptr);
fwrite(&a[i+k],sizeof(char),1,ptr2);
}
i=i+6;
fprintf(ptr2,"%c",' ');
}
printf("%c",a[i]);
}
}
fclose(ptr);
fclose(ptr2);
}
#include <stdlib.h>
#include <string.h>
#define sayi 5978
int main(){
FILE *ptr,*ptr2;
char a[sayi];
char b=' ';
int i=0,k=0;
ptr=fopen("d://1.txt","r");
ptr2=fopen("d://2.txt","w");
if(ptr==NULL){
printf("Dosya Yok");
}
else{
for(i=0;i<sayi;i++){
fread(&a[i],sizeof(char),1,ptr);
fwrite(&a[i],sizeof(char),1,ptr2);
if(a[i]=='.'){
for(k=1;k<7;k++){
fread(&a[i+k],sizeof(char),1,ptr);
fwrite(&a[i+k],sizeof(char),1,ptr2);
}
i=i+6;
fprintf(ptr2,"%c",' ');
}
printf("%c",a[i]);
}
}
fclose(ptr);
fclose(ptr2);
}
14 Mayıs 2013 Salı
SEVGİLİ
Bir SEVGİLİ düşünün,
Sizin herşeyinizi bilen,
Siz O'nu ne kadar severseniz, sizi daha çok seven,
Siz O'nun dediklerini ne kadar yaparsanız size o kadar çok yaklaşan,
Siz O'nun istemediği şeyleri yaptığınızda da "Gel benden af dile" diyen,
Aynı hatayı hep yapsanızda "Gel benden af dile" diyen,
Kendinizi O'nunla bir görmek dışında bütün hatalarınızı affeden,
Siz nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, hep sizinle beraber olan,
Aklınızdan ve kalbinizden geçen her şeyi sizden daha iyi bilen,
O'nu kaybetmemek için günde sadece 2 saatinizi ayırmanızın yeterli olduğu,
Ama bu 2 saat haricinde de asla aklınızdan çıkarmamanız gereken,
Sizi sevmesi Dünyalara değişilmeyecek olan, size tek başına yetebilecek,
Bazen sizi deneyen, ne yapacağınızı bildiği halde sizin bunu yaparak bilmenizi isteyen,
İstediğiniz her an O'nunla konuşabileceğiniz,
Hayatınıza sürekli pozitif şeyler katan,
Size her zaman öğütler veren, daha iyi olabilmeniz için,
Birtek seni değil, eşini, dostunu, akrabanı, arkadaşlarını ve herşeyini düşünen,
İsteklerinizi asla geri çevirmeyen, ama yeri ve zamanı geldiğinde gerçekleştiren bir SEVGİLİ.
Etrafınıza çok bakmayın, o kadar uzakta değil ...
Sizin herşeyinizi bilen,
Siz O'nu ne kadar severseniz, sizi daha çok seven,
Siz O'nun dediklerini ne kadar yaparsanız size o kadar çok yaklaşan,
Siz O'nun istemediği şeyleri yaptığınızda da "Gel benden af dile" diyen,
Aynı hatayı hep yapsanızda "Gel benden af dile" diyen,
Kendinizi O'nunla bir görmek dışında bütün hatalarınızı affeden,
Siz nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, hep sizinle beraber olan,
Aklınızdan ve kalbinizden geçen her şeyi sizden daha iyi bilen,
O'nu kaybetmemek için günde sadece 2 saatinizi ayırmanızın yeterli olduğu,
Ama bu 2 saat haricinde de asla aklınızdan çıkarmamanız gereken,
Sizi sevmesi Dünyalara değişilmeyecek olan, size tek başına yetebilecek,
Bazen sizi deneyen, ne yapacağınızı bildiği halde sizin bunu yaparak bilmenizi isteyen,
İstediğiniz her an O'nunla konuşabileceğiniz,
Hayatınıza sürekli pozitif şeyler katan,
Size her zaman öğütler veren, daha iyi olabilmeniz için,
Birtek seni değil, eşini, dostunu, akrabanı, arkadaşlarını ve herşeyini düşünen,
İsteklerinizi asla geri çevirmeyen, ama yeri ve zamanı geldiğinde gerçekleştiren bir SEVGİLİ.
Etrafınıza çok bakmayın, o kadar uzakta değil ...
12 Mayıs 2013 Pazar
Anne'n
Biliyorum, çoğu kişi bu yazıyı okumaya
üşenecek o yüzden bütün Annelerin, anne adaylarının ve gelecekteki
annelerin anneler gününü kutlar, Anne’si vefat edenlere Allah’tan sabır
ve Anneleri için mağfiret dilerim, yalnız şunu bilmelisiniz ki “Anne”
günü 1 gün değil her gündür.
Hayatımızı değiştiren bir sürü insan oluyor, yön veren… Bunlardan en önemlisi Anne’mizdir.
Kim sorsanız hayatınızda en önemli kişi kimdir diye “Annem” der, diyemiyorsa bir sorun var demektir zaten. Bizim için bu kadar uğraşan annelerimizi sadece bugün mü seviyoruz yoksa her gün mü? Ya da annenize layık olabilmek için ne yapıyorsunuz, onun yaptıklarının yanında?
Annen kim?
9 ay seni karnında büyüttükten sonra dünyaya getirip ömür boyu senin iyiliğin, mutluluğun, eğitimin ve terbiyen için çabalayan kadındır annen. Daha fazlası da var da saysak burası dolar taşar. Ancak annelik yaşanarak öğrenilecek bir tecrübedir. Eğer ilk çocuksanız kendinizi kobay gibi hissedebilirsiniz.
Annen senin için neler çekti ? Farkında mısın?
Annen sana hamileyken, O’nun ilk üç ayı çok mutlu fakat sağlık sorunları yüzünden sıkıntılı geçti. Son üç ayı da yine çok mutlu; fakat yine sağlık sorunları yüzünden sıkıntılı geçti’. İlk 3 ay dikkatli davranmaya başladı, özellikle beslenmesine; son 3 ay da hayatı sen oldun “Alışverişleri, seninle birlikte kurduğu hayalleri, endişeleri…” Aslında hayatı sen olacaksın farkında değilsin belki de…
Annen senin doğumunuzu belki de böyle anlattı “Nasıl bir mucize yaşadığımı anladım. Büyüleyici bir an. Mükemmel, şahane, harikulade bir duygu. Aramızdaki kuvvetli bağı hissettim her saniye…” Peki doğumunuzda bu duyguyu yaşattığın mükemmel Annene şuan hangi duyguları yaşatabiliyorsun?
Annen senin için bunları da yapıyor: Gerçekten Annen her adımında senin için bir şeyler yapmak istiyor. Sana nasıl iyi imkânlar sağlayabilir diye düşünüyor. Anlayacağın hep seni düşünüyor. Sevgisini şımarır mısın düşüncesi olmadan sınırsızca gösteriyor.
Tabii ki sadece annen sana bir şeyler katmıyor sen de ona Bir şeyler katıyorsun: anlayış, sabır ve erdem gibi “karşılıksız sevginin ne demek olduğunu öğretmek” gibi…
“Anne olmak, emek ister, çaba ister, sabır ister’’
Annelerin kıymeti bir günde anlaşılamaz Tek günlük hatırlamalar gönül almaktan öte bir anlam ifade etmez Hayatının bütününde anne ve babasına nezaket gösteren bir insan, her gününü ihya etmiş demektir. “Cennet annelerin ayakları altındadır”
Bu ülkenin şefkatli annelere, şefkatli ve otoriter babalara ihtiyacı var bu yüzden şimdiki gençlerimizi ve çocuklarımızı, düzgün yetiştirelim. Unutmayın bir anne-babanın evladına verebileceği en güzel şey güzel ahlâkıdır, evladın anne-babasına verebileceği en güzel hediye ise bu ahlâka göre yaşayabilmektir.
“Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras bırakamaz.”
Siz anne-babanızı memnun mu etmek istiyorsunuz? Hediye verip mutlu mu etmek istiyorsunuz? Alın size bir yol ...
"Kim Kur’an’ı okur ve onunla gereği gibi amel ederse, kıyamet günü anne ve babasına ışığı güneş aydınlığından daha parlak bir taç giydirilir ve yine onun anne ve babasına değeri dünyalara değişilmez iki elbise giydirilir. Onlar: Bunlar bize niçin giydirildi? diye sorduklarında; kendilerine: Çocuğunuzun Kur’an öğrenmesinden dolayı diye cevap verilir.” (Ahmet b. Hanbel, Müsned, 3/440)
Hayatımızı değiştiren bir sürü insan oluyor, yön veren… Bunlardan en önemlisi Anne’mizdir.
Kim sorsanız hayatınızda en önemli kişi kimdir diye “Annem” der, diyemiyorsa bir sorun var demektir zaten. Bizim için bu kadar uğraşan annelerimizi sadece bugün mü seviyoruz yoksa her gün mü? Ya da annenize layık olabilmek için ne yapıyorsunuz, onun yaptıklarının yanında?
Annen kim?
9 ay seni karnında büyüttükten sonra dünyaya getirip ömür boyu senin iyiliğin, mutluluğun, eğitimin ve terbiyen için çabalayan kadındır annen. Daha fazlası da var da saysak burası dolar taşar. Ancak annelik yaşanarak öğrenilecek bir tecrübedir. Eğer ilk çocuksanız kendinizi kobay gibi hissedebilirsiniz.
Annen senin için neler çekti ? Farkında mısın?
Annen sana hamileyken, O’nun ilk üç ayı çok mutlu fakat sağlık sorunları yüzünden sıkıntılı geçti. Son üç ayı da yine çok mutlu; fakat yine sağlık sorunları yüzünden sıkıntılı geçti’. İlk 3 ay dikkatli davranmaya başladı, özellikle beslenmesine; son 3 ay da hayatı sen oldun “Alışverişleri, seninle birlikte kurduğu hayalleri, endişeleri…” Aslında hayatı sen olacaksın farkında değilsin belki de…
Annen senin doğumunuzu belki de böyle anlattı “Nasıl bir mucize yaşadığımı anladım. Büyüleyici bir an. Mükemmel, şahane, harikulade bir duygu. Aramızdaki kuvvetli bağı hissettim her saniye…” Peki doğumunuzda bu duyguyu yaşattığın mükemmel Annene şuan hangi duyguları yaşatabiliyorsun?
Annen senin için bunları da yapıyor: Gerçekten Annen her adımında senin için bir şeyler yapmak istiyor. Sana nasıl iyi imkânlar sağlayabilir diye düşünüyor. Anlayacağın hep seni düşünüyor. Sevgisini şımarır mısın düşüncesi olmadan sınırsızca gösteriyor.
Tabii ki sadece annen sana bir şeyler katmıyor sen de ona Bir şeyler katıyorsun: anlayış, sabır ve erdem gibi “karşılıksız sevginin ne demek olduğunu öğretmek” gibi…
“Anne olmak, emek ister, çaba ister, sabır ister’’
Annelerin kıymeti bir günde anlaşılamaz Tek günlük hatırlamalar gönül almaktan öte bir anlam ifade etmez Hayatının bütününde anne ve babasına nezaket gösteren bir insan, her gününü ihya etmiş demektir. “Cennet annelerin ayakları altındadır”
Bu ülkenin şefkatli annelere, şefkatli ve otoriter babalara ihtiyacı var bu yüzden şimdiki gençlerimizi ve çocuklarımızı, düzgün yetiştirelim. Unutmayın bir anne-babanın evladına verebileceği en güzel şey güzel ahlâkıdır, evladın anne-babasına verebileceği en güzel hediye ise bu ahlâka göre yaşayabilmektir.
“Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras bırakamaz.”
Siz anne-babanızı memnun mu etmek istiyorsunuz? Hediye verip mutlu mu etmek istiyorsunuz? Alın size bir yol ...
"Kim Kur’an’ı okur ve onunla gereği gibi amel ederse, kıyamet günü anne ve babasına ışığı güneş aydınlığından daha parlak bir taç giydirilir ve yine onun anne ve babasına değeri dünyalara değişilmez iki elbise giydirilir. Onlar: Bunlar bize niçin giydirildi? diye sorduklarında; kendilerine: Çocuğunuzun Kur’an öğrenmesinden dolayı diye cevap verilir.” (Ahmet b. Hanbel, Müsned, 3/440)
9 Mayıs 2013 Perşembe
File I/O Giriş
1) File tipi pointer tanımla - FILE *fptr1
2) Dosyayı aç - fopen komutu - fptr1 = fopen("dosya.txt","r(reading)") -
if(fptr1==NULL){
dosya yoktur
}
else{
yapacağın işlemi seç
}
3) Oku - yaz bişiyler yap arkadaş ; fscanf(fptr1,"%..",&) ; fprintf(fptr2,"%..",..) ;
4) fclose(fptr2)
r : reading
w : write(dosya varsa içini siler , dosya yoksa oluşturur)
a : appand(dosya varsa ekler , yoksa oluşturur)
r+ : reading/write (dosya olmak zorunda)
w+ : reading/write (dosya yoksa açar)
a+ : read/append (dosya yoksa oluşturur, varsa sonuna ekler)
txt değilse sonuna b ekle , örnek rb,wb,ab,rb+,wb+ab+
fread(okuduğunu nereye atıcan,sizeof(float-int)kaç byte,kaç tane okuyacan,nereden okuyacan)
fwrite(nereden yazacan,sizeof(float-int)kaç byte,kaç tane yazacan,nereye yazacan)
fseek(file_ptr,offset(+- sayı),location)
SEEK_SET : başlangıç
SEEK_CUR : şu an nerede
SEEK_END : son
ÖRNEK ...
-------------
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>
#include <math.h>
#include <time.h>
#define PI 3.14
#define N 8
int main() {
int b=5,f;
float a=13.72, c=6.68, e,g;
FILE *cikis, *giris;
cikis=fopen ("d://test.txt","w");
fprintf(cikis,"%6.2f%2d%5.2f",a,b,c);
fclose(cikis);
giris=fopen ("d://test.txt","r");
fscanf(giris,"%f%d%f",&e,&f,&g);
fclose(giris);
printf("%6.2f%2d%5.2f\n",a,b,c);
printf("%6.2f,%2d,%5.2f\n",e,f,g);
}
----------------
örnek
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>
#include <math.h>
int main() {
double x[5];
int i;
FILE *fp;
*fp=fopen("d://data.dat","rb+");
if(fp==NULL)
printf("Dosya yok");
else{
fread(x,sizeof(double),5,fp);
for(i=0;i<5;i++){
x[i]=sqrt(1-x[i]*x[i]);
}
fwrite(x,8,5,fp); //8 =sizeof(double)//
fclose(fp);
}
for(i=0;i<5;i++);
printf("%lf",x[i]);
}
-----------------
örnek (fwrite)
#include <stdio.h>
int main(void)
{
FILE *file_ptr;
int iCount;
char arr[6] = "hello";
file_ptr = fopen("sample.txt", "w");
iCount = fwrite(arr, 1, 5, file_ptr);
fclose(file_ptr);
return 0;
}
------------------
örnek(fread)
FILE *fp;
fp=fopen("c:\\test.bin", "wb");
char x[10]="ABCDEFGHIJ";
fwrite(x, sizeof(x[0]), sizeof(x)/sizeof(x[0]), fp);
2) Dosyayı aç - fopen komutu - fptr1 = fopen("dosya.txt","r(reading)") -
if(fptr1==NULL){
dosya yoktur
}
else{
yapacağın işlemi seç
}
3) Oku - yaz bişiyler yap arkadaş ; fscanf(fptr1,"%..",&) ; fprintf(fptr2,"%..",..) ;
4) fclose(fptr2)
r : reading
w : write(dosya varsa içini siler , dosya yoksa oluşturur)
a : appand(dosya varsa ekler , yoksa oluşturur)
r+ : reading/write (dosya olmak zorunda)
w+ : reading/write (dosya yoksa açar)
a+ : read/append (dosya yoksa oluşturur, varsa sonuna ekler)
txt değilse sonuna b ekle , örnek rb,wb,ab,rb+,wb+ab+
fread(okuduğunu nereye atıcan,sizeof(float-int)kaç byte,kaç tane okuyacan,nereden okuyacan)
fwrite(nereden yazacan,sizeof(float-int)kaç byte,kaç tane yazacan,nereye yazacan)
fseek(file_ptr,offset(+- sayı),location)
SEEK_SET : başlangıç
SEEK_CUR : şu an nerede
SEEK_END : son
ÖRNEK ...
-------------
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>
#include <math.h>
#include <time.h>
#define PI 3.14
#define N 8
int main() {
int b=5,f;
float a=13.72, c=6.68, e,g;
FILE *cikis, *giris;
cikis=fopen ("d://test.txt","w");
fprintf(cikis,"%6.2f%2d%5.2f",a,b,c);
fclose(cikis);
giris=fopen ("d://test.txt","r");
fscanf(giris,"%f%d%f",&e,&f,&g);
fclose(giris);
printf("%6.2f%2d%5.2f\n",a,b,c);
printf("%6.2f,%2d,%5.2f\n",e,f,g);
}
----------------
örnek
#include <stdio.h>
#include <stdlib.h>
#include <math.h>
int main() {
double x[5];
int i;
FILE *fp;
*fp=fopen("d://data.dat","rb+");
if(fp==NULL)
printf("Dosya yok");
else{
fread(x,sizeof(double),5,fp);
for(i=0;i<5;i++){
x[i]=sqrt(1-x[i]*x[i]);
}
fwrite(x,8,5,fp); //8 =sizeof(double)//
fclose(fp);
}
for(i=0;i<5;i++);
printf("%lf",x[i]);
}
-----------------
örnek (fwrite)
#include <stdio.h>
int main(void)
{
FILE *file_ptr;
int iCount;
char arr[6] = "hello";
file_ptr = fopen("sample.txt", "w");
iCount = fwrite(arr, 1, 5, file_ptr);
fclose(file_ptr);
return 0;
}
------------------
örnek(fread)
FILE *fp;
fp=fopen("c:\\test.bin", "wb");
char x[10]="ABCDEFGHIJ";
fwrite(x, sizeof(x[0]), sizeof(x)/sizeof(x[0]), fp);
4 Mayıs 2013 Cumartesi
İnsan
Bu sefer biraz ana konumun dışına çıkmak istedim. Sıkılmadan okumanız dileğiyle...
Küçücük bir tohumdan koskocaman bir ağaca ...
Toprağa dik, sula, güneş görsün büyüsün ağaç tabii sevgi gösterilirse başka bir güzel büyür o ağaç...
İnsan öyle mi? Doğması bir sorun, büyümesi bir sorun, gelişmesi bir sorun, ölmesi bir sorun ...
Doğmasıyla başlayayım yazıma.
Yeni bir bebek gelir dünyaya , o minicik beden ile, ebeveyn, eş dost kim varsa hepsini bir sevinç kaplar, dertsiz insanlar gibi, sevinirler. Ama bu sevinci sorunlar kovalar, gece ağlamaları,karın acıkmaları, gazı vs. Sabır taşı olur anne-baba. Eğer sabredemezlerse de çocuğa birşey olmaz kendi aralarında çekişmeler olur ama gereksizdir bunlar, tabii ki iş stresi, geçim, ruh hali önemli ama bu tartışmaların ebeveynlere bir faydası yoktur, ben böyle drumlarda erkeklere alttan almalarını öneriyorum, eşiniz 9 ay karnında taşımış çocuğu, sizin işlerinizi yapıyor üstelik çalışmasına rağmen belki de, 3-5 laf söylemiş çok mu? Herneyse çocuk ağlar da ağlar, ebeveynler bilir çocuğun kendilerini anladığını, bu yüzden belki de çocuğa bağırmaz,vurmaz; daha doğrusu bağıramaz, vuramaz, kıyamaz. Bebekler çaresizdir,ne yapsın, ilgi ister, açım der, susadım der; ama sadece ağlayarak. Biraz büyür, emeklemeye başlar, "ıg,ug" sesleri de beraberinde gelir, etrafına bakar, bunlar ne diye, anlamaya çalışır.Zaman akar gider bu ara, "anne, baba" deyince ve ya "abi, abba" bir mutluluk kaplar aileyi, sanki önceden konuşma yokmuş ta çocuk yeni keşfetmiş gibi konuşmayı, hele ismini söylediği fert ayrı bir mutludur. Biraz daha büyüdükten sonra meraklanmaya başlar, ve sorar "bu ne?", "bu ne?" diye. Aile fertleri başta cevaplarlar daha sonralarda sıkılmalar başlar ve biri patlar en sonunda "neyse ne, sana ne" gibi kelimelerle sanki çocuğun konuşmasına kendisi sevinmemiş gibi, hiç hatırlamadan o sevinci. Artık çocuğun öğrenme merakını korku engeller.Ya bir daha bağırırsa diye korkar, soru sormaktan çekinir; işte tam da o an aslında çocuğun sorgulama yeteneğinin köreldiği andır ve neyse ne gibi cevaplarla yaşar.(Bkz. Kendiniz, ne kadar sorguluyorsunuz yaşamınızı? En azından kaç kişi yatmadan önce düşünüyor ben bugün ne yaptım bana ne kattı ne kaybettim diye?) Neyse çocuk büyür ayaklanır, koşmaya çalışır, düşer, ağlar hemen ebeveynine koşar. Onlarla zaman geçirmek ister, hiç ayrılmamak ister, belki de o zaman hissediyordur ileride mecbur ayrılacağını, ...
Devamı bir sonraki yazımda ne zaman kafama eserse :)
Küçücük bir tohumdan koskocaman bir ağaca ...
Toprağa dik, sula, güneş görsün büyüsün ağaç tabii sevgi gösterilirse başka bir güzel büyür o ağaç...
İnsan öyle mi? Doğması bir sorun, büyümesi bir sorun, gelişmesi bir sorun, ölmesi bir sorun ...
Doğmasıyla başlayayım yazıma.
Yeni bir bebek gelir dünyaya , o minicik beden ile, ebeveyn, eş dost kim varsa hepsini bir sevinç kaplar, dertsiz insanlar gibi, sevinirler. Ama bu sevinci sorunlar kovalar, gece ağlamaları,karın acıkmaları, gazı vs. Sabır taşı olur anne-baba. Eğer sabredemezlerse de çocuğa birşey olmaz kendi aralarında çekişmeler olur ama gereksizdir bunlar, tabii ki iş stresi, geçim, ruh hali önemli ama bu tartışmaların ebeveynlere bir faydası yoktur, ben böyle drumlarda erkeklere alttan almalarını öneriyorum, eşiniz 9 ay karnında taşımış çocuğu, sizin işlerinizi yapıyor üstelik çalışmasına rağmen belki de, 3-5 laf söylemiş çok mu? Herneyse çocuk ağlar da ağlar, ebeveynler bilir çocuğun kendilerini anladığını, bu yüzden belki de çocuğa bağırmaz,vurmaz; daha doğrusu bağıramaz, vuramaz, kıyamaz. Bebekler çaresizdir,ne yapsın, ilgi ister, açım der, susadım der; ama sadece ağlayarak. Biraz büyür, emeklemeye başlar, "ıg,ug" sesleri de beraberinde gelir, etrafına bakar, bunlar ne diye, anlamaya çalışır.Zaman akar gider bu ara, "anne, baba" deyince ve ya "abi, abba" bir mutluluk kaplar aileyi, sanki önceden konuşma yokmuş ta çocuk yeni keşfetmiş gibi konuşmayı, hele ismini söylediği fert ayrı bir mutludur. Biraz daha büyüdükten sonra meraklanmaya başlar, ve sorar "bu ne?", "bu ne?" diye. Aile fertleri başta cevaplarlar daha sonralarda sıkılmalar başlar ve biri patlar en sonunda "neyse ne, sana ne" gibi kelimelerle sanki çocuğun konuşmasına kendisi sevinmemiş gibi, hiç hatırlamadan o sevinci. Artık çocuğun öğrenme merakını korku engeller.Ya bir daha bağırırsa diye korkar, soru sormaktan çekinir; işte tam da o an aslında çocuğun sorgulama yeteneğinin köreldiği andır ve neyse ne gibi cevaplarla yaşar.(Bkz. Kendiniz, ne kadar sorguluyorsunuz yaşamınızı? En azından kaç kişi yatmadan önce düşünüyor ben bugün ne yaptım bana ne kattı ne kaybettim diye?) Neyse çocuk büyür ayaklanır, koşmaya çalışır, düşer, ağlar hemen ebeveynine koşar. Onlarla zaman geçirmek ister, hiç ayrılmamak ister, belki de o zaman hissediyordur ileride mecbur ayrılacağını, ...
Devamı bir sonraki yazımda ne zaman kafama eserse :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)